KriptoLuis
Master
- BNB
- 0,00086150
Bizi, dünyanın yeni ekonomik, sosyal ve siyasi düzenini temsil eden Bitcoin’e götüren süreci daha iyi anlamak için mevcut kapitalist sistemin nasıl ortaya çıktığına bir göz atalım.
Doğu Hindistan Şirketi ve Kapitalizm Canavarının Doğuşu
1580 yılında İngiliz Kaptan Drake’in, Ümit Burnu’nun keşfinden sonra yaptığı doğu seyahati sonrası, doğunun ipek gibi değerli ürünlerinin yarattığı ticari fırsatları ortaya çıkarması, bazı zengin Yahudi ailelerin iştahını kabarttı. Özellikle birbirleriyle organize hareket eden belli aileler bu yeni fırsatları kendi çıkarlarına kullanmakta gecikmedi. Aynı zamanda Osmanlı tebası olan Bağdatlı iki Yahudi ailesi Sassoonlar ve Kaduriler. Ve elbette onların paralarını işleten Rodhschild ailesi. Yine mi bu aile değil mi?
Hindistan ve Çin gibi zengin doğu ülkelerinin kaynaklarını resmen yağmalamak için kurulmuş Doğu Hindistan Şirketi ile birlikte çalışan bu aileler kısa sürede servet elde etmeyi başardılar. Bu ülkelere sattıkları afyon üzerinden yüklü paralar kazandılar. Bir süre sonra, İngiltere’nin desteğini de arkasına alan bu şirket, afyon ticaretine engel olmaya çalışan Çin Devleti’ne resmen zorla engel oldu. Tarihte yaşanan İngiliz- Çin afyon savaşlarının yapılmasının asıl sebebi bu şirketin ticari çıkarlarını korumak içindi. Özellikle bu iki ülkeyi her açıdan sömüren bu şirket ve aileler, Hindistan’da kendi paralı askerlerinden oluşan orduyla işgal girişiminde bulundular. Hatta bazı bölgelerin hakimiyetini ele geçirerek Hindistan yöneticilerine isteklerini zorla kabul ettirdiler. Çin için de durum pek farklı olmadı. Öyle ki, sırf ülkeye afyon girmesini engellediği için İngiltere ile savaşı kaybeden Çin, Hong Kong’un hakimiyetini 50 yıllığına İngiltere’ye bırakmak zorunda kaldı. Hong Kong’un yönetimi İngiltere’de olsa dahi, asıl sahibi bu ailelerdi.
Sassoons ve Kaduri ailelerinin her ikisi de, çocuklarını Rodhschild ailesinin kızlarıyla evlendirerek ortalık boyutunu akrabalık boyutuna taşıdılar. Global finans imparatorluğunun temelleri atılıyordu resmen. Bu imparatorluğun siyasi sonuçları da olacaktı elbette. Bu denli büyük bir servetle elde edilen gücün siyasi yansımalarının olması kaçınılmazdı.
Peki, Bitcoin bu işin neresinde yer alıyor?
Tüm bu imparatorluğun ulaşacağı zirveden asıl amacına ulaşması için gerekli olan şey Bitcoin aslında. Bitcoin geçidin anahtarı.
Bu noktada belirtmeliyim ki, Doğu Hindistan Şirketi’nin nasıl kurulduğu, neler yaptığı ve bu ailelerle olan bağlantısını daha detaylı öğrenmek için Takvim Gazetesi yazarlarından Bülent Erandaç’ın konuyla ilgili güncel yazı dizisini okuyabilirsiniz. Ben sadece özet geçtim.
Bu Ailelerin Amaçları Neydi?
Tüm bu ticaretten kazanılan servet, bugün hala aktif olarak dünya para piyasasında yer alan HSBC bankasının kurulmasıyla sonuçlandı. Temelleri o günlerde atılan bu finans imparatorluğunun dünyanın finans sistemini şekillendirdiği düşünülüyor. Çünkü bugün var olan birçok büyük enerji ve finans kurumunun, hatta teknoloji şirketlerini de buna dahil edebiliriz, bu insanların organizasyonuna ya doğrudan ya da dolaylı olarak bağlı olduğu yapılan araştırmalarla anlaşılıyor. Bu şirketlerin bazıları, Shell, BP gibi dünya devi enerji şirketleri. Liste daha da uzar gider. Akademik bir çalışma sonucu belirleniyor büyük şirketlerin kaynağı bu arada. Dünyada birçok sektörde baskın rol oynayan yüzlerce şirketin, bir şekilde Rodhschild ailesinin şirketlerine dolaylı ya da doğrudan bağlı olduğu anlaşılıyor. Forbes dergisinin en zengin kişileri arasına girenlerin sahibi olduğu şirketlerin asıl sahibi Rodhschild ailesi aslında.
Hem akıl hem de zorbalıkla elde edilen bu servetin beraberinde güç getirmesi kaçınılmazdı. En azından böyle hırslı insanların sadece parayla yetinmeyeceğini anlamak çok da zor olmasa gerek. Hep daha fazlasını istediler. Kurulan kapitalist düzen bu arzunun yalnızca küçük bir sonucu idi. Ancak durmadılar ve hep daha fazlasını istediler. Daha fazla para, daha fazla güç, daha fazla iktidar, hep daha fazla...
Sonuç olarak bugün elde ettikleri gücün kendilerine insanoğlu üzerinde mutlak hakimiyet getireceğini düşünüyor olabilirler. Belki de en başından beri istedikleri buydu. İster sapkın pagan inançları gereği, isterse yalnızca insani hırslarından dolayı olsun, neticede insanoğlunu köleleştirmek, hatta kullaştırmak, onlar üzerinde mutlak hakimiyet elde etmek için çabaladıklarına dair bir inanış ve hatta görmezden gelinemeyecek ve birçok argümanla desteklenen bir görüş var. Sapkın inançları gereği Tanrı rolüne soyundukları bile düşünülüyor.
Eğer insanları köleleştirip tanrı rolüne soyunmak istiyorsanız size yeni bir dünya gerekebilir. Sizin kurduğunuz ve kurallarını sizin koyduğunuz bir dünya. İnsanları manipüle ederek istediğiniz şeye inandırabileceğiniz bir dünya. Çünkü sadece korkuyla ya da zorbalıkla elde edilemeyecek bir arzu onlarınki.
Bu da bizi dijital dünyaya yani Blockchain tabanlı dünyaya götürüyor. İşte bu dijital dünyanın anahtarı Bitcoin.
Peki nasıl?
Platon’un İdealar Dünyası
Platon’un idealar dünyası kuramını birçoğunuz duymuşsunuzdur. Öncelikle Platon, yunan bir filozoftur. Yine tanınmış filozof Socrates’in öğrencisi, Aristo’nun da hocasıdır.
Platon’un bu kuramına göre, yaşadığımız dünya gerçek bir dünya değildir. Sadece algıladığımız yansımalardan ibarettir.
İdealar kuramı, felsefede Platon’un ileri sürdüğü bir kavramdır. Kavramı şu şekilde açıklar; bir insan, bir mağaranın girişinde arkasını güneş dönmüş oturuyor ve kendi gölgesini görüyordur. Yaşamını bu şekilde sürdürerek, gölgenin kendisi olduğu bir yaşamın içindedir. Fakat arkasını dönse ve her şeyi fark etse, yaşamının kendisi olduğunu ve kaynağın, güneş olduğunu anlayacaktır.
İnsanlığa tümüyle hükmetmek isteyen bu finansal imparatorluğun sahiplerinin dijital dünyayı tıpkı Platon’un idealar dünyası gibi kurgulamaya çalıştığını düşünüyorum.
- İnsanlık 2.0 kavramı. Daha hızlı koşabilen, daha ileriyi görebilen ve duyabilen vs geliştirilmiş insanlar. İddialar ise, Tanrı insanı eksik yarattı, biz tamamlayacağız söylemi. Örneğin, Terminatör 6 filminde gelecekten gelen siber insan.
- Elon Musk’ın Nörlink Şirketi. Dünyadaki en iyi nöroloji uzmanlarının bu şirketin çatısı altında toplanarak bu projeyi geliştirmeleri. Gelişmiş operasyon robotları ile insan beynine çip takılabilmesi.
- Sanal gerçeklik gözlükleri ve Artırılmış gerçeklik kavramı. Bu gözlükler ya da vücudunuza entegre edilecek farklı cihazlar sayesinde yansıtılmış gerçeklerle yaşamak.
- Nakitsiz toplum derneği ve amaçladıkları. Dijital paralar ile tüm insanlığın ekonomisini tamamen kontrol altında tutmak.
- Blockcahin tabanlı, yapay zeka endeksli hukuk sistemi. Devletin temel ilkelerinden olan hukuk sisteminin devlet otoritesinden bağımsız çalışmasını hedeflemek.
- Ademi merkeziyetçilik. İnsanların ulusal bir otoriteye ihtiyaç duymadan, internet üzerinden seçim yapmaları ve ulusal yasalardan muhaf olmaları. Devlet kavramının ortadan kaldırılması kısaca.
- Global sosyalizm, vatandaşlık maaşı ve insan enerjisini kullanarak kripto para madenciliği. Tüm dünya insanlarının güya eşit maddi haklara sahip olması. Maaşlarını devlet yerine global bir otoriteden karşılıksız olarak almaları. Bunun karşılığında vücut enerjilerini yani kendilerini kiraya vermeleri.
- Starlink projesi. Dünya yörüngesine fırlatılan ve tüm dünyaya ulusal devletlerden bağımsız internet hizmeti sağlamayı amaçlayan Elon Musk projesi.
Eğer böyle bir fikri gerçekleştirmek isteseydim çıkış noktam Platon’un idealar dünyası kavramı olurdu ve uygulamayı da para üzerinden yapardım. Şeytani ve bir o kadar da akıllıca düşünülmüş bir plan olduğunu düşünüyorum.
Sonuç Olarak
İşte tüm bu yenidünya düzeni ya da dijital dünya kavramları bir şekilde Bitcoin ile özdeşleşiyor. Çünkü başlangıcında internet ya da Blockchain olsa da, ya da 1580 yılına dayansa da bütün bunlar, her şeyin odağında Bitcoin var. Her şey onunla başladı aslında. Bitcoin, dijital dünyaya açılan kapının anahtarı.
Blockchain tabanlı dijital dünya süreci çoktan başladı ve hızla ilerliyor. Bu, artık kaçabileceğimiz bir teknoloji değil.
İnsan bedeninin esasında yoğunlaşmış enerji olduğundan yola çıkarsak ruhumuzun enerji olduğu sonucuna varabiliriz. Vücut enerjisinden Bitcoin madenciliği yapmak istemelerini de göz önünde bulundurduğumuzda, insanlık, ruhunu şeytana mı satacak!
İnsanlığın, tüm temsil ettikleriyle birlikte Bitcoin’i anlayıp özümseyerek, kendisi için faydalı taraflarını kabul edip sakıncalı taraflarından korunmayı denemesi ve bunun için çaba sarf etmesi daha iyi bir seçim olmaz mıydı sizce de?
Tüm bu yazdıklarım, elbette kesinlikle doğrudur diye bir yaklaşım içinde olmayacağım. Okuduklarım, bilgi ve bakış açılarına güvendiğim akademisyenlerin ve araştırmacıların açıklamaları ve tüm bunları anlamak için üzerine uzun uzadıya düşündüklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Amacım pek çok şeyi birlikte anlamaya çalışmaktı. Siz de, farklı bile olsa, burada yazılanlarla ilgili görüşlerinizi paylaşınız.
Umarım keyifle ve sıkılmadan okuyacağınız bir yazı olmuştur. Hepinize iyi forumlar dilerim.