Vonzarovich
Visionary
- BNB
- 0,00188794
Kripto paraların tarihi konusunu ele alırken aslına bakarsanız hepimizin gördüğü bir tarih olgusundan bahsedebiliriz. Çünkü tarihi henüz çok eskilere dayanmıyor ancak temelleri daha da eskilere dayanmaktadır.
Öncelikle Kripto para, hatta daha da detaylandırmak istersek kripto varlık nedir? Kriptografi özelliği yani değişik şifreleme yöntemleri kullanarak tasarlanmış ve günümüzde kullandığımız nakit paraya ya da digital nakite alternatif olarak bir nevi prototip şeklinde ortaya çıkmış varlıklardır.
Kripto paraların ilk temeli Amerikalı David Chaum’un eCash tasarlaması olarak söylenebilir. Daha sonrasında ABD’de Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından basılan “Anonim kripto para nasıl basılır” isimli bildiri de bu alanda yapılmış ilk yazılı çalışma olarak kayıtlara geçmiştir. Günümüz şartlarına bakıldığında, kripto paralara en çok karşı çıkan ve dolar hakim bir ekonomi düzeninin benimsenmesinden gayet memnun olan ABD’nin bu şekildeki bir girişimin ilk adımlarını atmış olması ve Satoshi Nakomoto’nun hala anonimliğini koruması kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. Satoshi Nakomoto konusuna ileride değineceğiz. Çeşitli teorilere göre bu kripto para varlıkların halihazırda büyük çoğunluğu başta ABD olmak üzere büyük devletlerin elinde ve insanların bu sisteme alışması beklenmektedir. Tabi ki bunlar şuan için teoriden öteye gidememektedir.
Bir çok insan tarafından ilk kripto para olarak bilinen Bitcoin’in aslında ilk kripto para olmadığını söylesem nasıl hissedersiniz? Sanırım bir şaşkınlık olabilir büyük çoğunluğunuzda. Çünkü çoğu kişi Bitcoin’i ilk kripto para olmasından kaynaklı piyasada dominant pozisyonunda olduğunu bilmektedir. Aslında Bitcoin benimsenen ilk kripto para olması dolayısıyla bu dominantlığa sahiptir.
Tarihte bilinen ilk kripto para, tüm temellerin ışığından 1998 yılında Nick Szabo tarafından bit-gold ismiyle piyasaya sürülmüş ancak gerek o dönemde yaygın bir ağ sisteminin olmaması, gerekse yeni teknolojik gelişmelere insanların çekimser yaklaşması sebebiyle tamamen bir prototip pozisyonunda kalmıştır. Her ne kadar adı fazla duyulmamış ve rafa kalkmış bir proje olsa da; Hal Finney, bu gelişmelerden esinlenerek, şuan kullandığımız kripto paraların ilk temeli olan “ispatlanmış emek (POW)” mekanizmasını geliştirmiştir. Yani başarısızlık başarının temellerini atmıştır.
Günümüze yaklaştıkça, bir süre bu kripto para alanında yeni bir gelişme olmadan devam ederken, bir çoğumuzun bildiği Satoshi Nakomoto (Gerçek adı değil, bir takma ad) isimli kimliği bilinmeyen biri tarafından SHA-256 temelli Hal Finney’in ispatlanmış emek mekanizmasına dayanan ve blok zinciri kullanan ilk yarı anonim kripto para olan ve günümüzde tüm Dünyada bilinen Bitcoin’i oluşturmasıyla kripto paralara hızlı bir geçiş yaptığımız döneme adım atmış bulunduk. Yarı anonimliğin sebebi ödeyen ve ödenen bilinmemekle birlikte hesaplar arası transferler şeffaf bir şekilde görülebilmektedir.
Zaman ilerledikçe kripto paraların kullanım alanları artmaya başladı. 2011 yılında Namecoin adlı bir proje internet sansürüne karşı merkeziyetsiz DNS gerçekleştirdi. Bir çoğumuzun kripto paraların gümüşü olarak bildiği Litecoin aynı yıl SHA-256 yerine “scrypt” kullanarak piyasaya çıktı.
Günümüz dünyasına bakıldığında hala kripto paraların tam olarak benimsenebildiğini söylemek zor, ancak bu yolda bir çok adımların atıldığını söylemek yanlış olmaz. Öncelikle vergilendirme olayı her ne kadar sorun olarak görülse de, bu aslında zamanında bir hiç olarak kabul edilen kripto paraların artık değerli bir araç olduklarının kabul edilmesi şeklinde görülebilir. 2018 yılında Marshall Adalarının, Sovereign isimli ulusal kripto parayı ülkesinde geçerli bir para olarak kabul etmesi bu yönde ülkeler tarafından atılan ilk adım olarak kabul edilebilir. Ayrıca bankacılık sisteminin blockchain sistemlerine yavaş yavaş entegre edilmeye başlanması ve ülkelerde çeşitli borsa faaliyetlerinin artması gibi durumlarda kripto paraların gelişmesine fayda sağladığı söylenebilir.
Yakın geçmişte 2018 yılında Fidelity Digital Assets, o kripto para karşıtı katı politikalı ülke olan ABD’de faaliyet göstermeye başlayarak müşterilerine alım-satım ve varlık yönetim hizmeti vermeye başladı. Çok yakınımıza baktığımızda ise, kripto paraları zamanında bir balon olarak değerlendiren Paypal, kendi bünyesinde kripto para saklama ve kripto paralar ile alışveriş yapmaya başlayacağını açıkladı. Kısacası dirense de sonucunda herkes boyun eğdi ya da komplo teorisi şeklinde düşünürsek direniyor gibi görünüp, boyun eğilmiş taklidi yapıldı. Hangisi doğru bilinmez ama gelecek kripto paralarda demekte yanlış olmaz. Bu geçiş esnasında hayatta olan (inşallah)bizler, ekonomi alanında kilit bir ana tanıklık edeceğiz.
Öncelikle Kripto para, hatta daha da detaylandırmak istersek kripto varlık nedir? Kriptografi özelliği yani değişik şifreleme yöntemleri kullanarak tasarlanmış ve günümüzde kullandığımız nakit paraya ya da digital nakite alternatif olarak bir nevi prototip şeklinde ortaya çıkmış varlıklardır.
Kripto paraların ilk temeli Amerikalı David Chaum’un eCash tasarlaması olarak söylenebilir. Daha sonrasında ABD’de Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından basılan “Anonim kripto para nasıl basılır” isimli bildiri de bu alanda yapılmış ilk yazılı çalışma olarak kayıtlara geçmiştir. Günümüz şartlarına bakıldığında, kripto paralara en çok karşı çıkan ve dolar hakim bir ekonomi düzeninin benimsenmesinden gayet memnun olan ABD’nin bu şekildeki bir girişimin ilk adımlarını atmış olması ve Satoshi Nakomoto’nun hala anonimliğini koruması kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. Satoshi Nakomoto konusuna ileride değineceğiz. Çeşitli teorilere göre bu kripto para varlıkların halihazırda büyük çoğunluğu başta ABD olmak üzere büyük devletlerin elinde ve insanların bu sisteme alışması beklenmektedir. Tabi ki bunlar şuan için teoriden öteye gidememektedir.
Bir çok insan tarafından ilk kripto para olarak bilinen Bitcoin’in aslında ilk kripto para olmadığını söylesem nasıl hissedersiniz? Sanırım bir şaşkınlık olabilir büyük çoğunluğunuzda. Çünkü çoğu kişi Bitcoin’i ilk kripto para olmasından kaynaklı piyasada dominant pozisyonunda olduğunu bilmektedir. Aslında Bitcoin benimsenen ilk kripto para olması dolayısıyla bu dominantlığa sahiptir.
Tarihte bilinen ilk kripto para, tüm temellerin ışığından 1998 yılında Nick Szabo tarafından bit-gold ismiyle piyasaya sürülmüş ancak gerek o dönemde yaygın bir ağ sisteminin olmaması, gerekse yeni teknolojik gelişmelere insanların çekimser yaklaşması sebebiyle tamamen bir prototip pozisyonunda kalmıştır. Her ne kadar adı fazla duyulmamış ve rafa kalkmış bir proje olsa da; Hal Finney, bu gelişmelerden esinlenerek, şuan kullandığımız kripto paraların ilk temeli olan “ispatlanmış emek (POW)” mekanizmasını geliştirmiştir. Yani başarısızlık başarının temellerini atmıştır.
Günümüze yaklaştıkça, bir süre bu kripto para alanında yeni bir gelişme olmadan devam ederken, bir çoğumuzun bildiği Satoshi Nakomoto (Gerçek adı değil, bir takma ad) isimli kimliği bilinmeyen biri tarafından SHA-256 temelli Hal Finney’in ispatlanmış emek mekanizmasına dayanan ve blok zinciri kullanan ilk yarı anonim kripto para olan ve günümüzde tüm Dünyada bilinen Bitcoin’i oluşturmasıyla kripto paralara hızlı bir geçiş yaptığımız döneme adım atmış bulunduk. Yarı anonimliğin sebebi ödeyen ve ödenen bilinmemekle birlikte hesaplar arası transferler şeffaf bir şekilde görülebilmektedir.
Zaman ilerledikçe kripto paraların kullanım alanları artmaya başladı. 2011 yılında Namecoin adlı bir proje internet sansürüne karşı merkeziyetsiz DNS gerçekleştirdi. Bir çoğumuzun kripto paraların gümüşü olarak bildiği Litecoin aynı yıl SHA-256 yerine “scrypt” kullanarak piyasaya çıktı.
Günümüz dünyasına bakıldığında hala kripto paraların tam olarak benimsenebildiğini söylemek zor, ancak bu yolda bir çok adımların atıldığını söylemek yanlış olmaz. Öncelikle vergilendirme olayı her ne kadar sorun olarak görülse de, bu aslında zamanında bir hiç olarak kabul edilen kripto paraların artık değerli bir araç olduklarının kabul edilmesi şeklinde görülebilir. 2018 yılında Marshall Adalarının, Sovereign isimli ulusal kripto parayı ülkesinde geçerli bir para olarak kabul etmesi bu yönde ülkeler tarafından atılan ilk adım olarak kabul edilebilir. Ayrıca bankacılık sisteminin blockchain sistemlerine yavaş yavaş entegre edilmeye başlanması ve ülkelerde çeşitli borsa faaliyetlerinin artması gibi durumlarda kripto paraların gelişmesine fayda sağladığı söylenebilir.
Yakın geçmişte 2018 yılında Fidelity Digital Assets, o kripto para karşıtı katı politikalı ülke olan ABD’de faaliyet göstermeye başlayarak müşterilerine alım-satım ve varlık yönetim hizmeti vermeye başladı. Çok yakınımıza baktığımızda ise, kripto paraları zamanında bir balon olarak değerlendiren Paypal, kendi bünyesinde kripto para saklama ve kripto paralar ile alışveriş yapmaya başlayacağını açıkladı. Kısacası dirense de sonucunda herkes boyun eğdi ya da komplo teorisi şeklinde düşünürsek direniyor gibi görünüp, boyun eğilmiş taklidi yapıldı. Hangisi doğru bilinmez ama gelecek kripto paralarda demekte yanlış olmaz. Bu geçiş esnasında hayatta olan (inşallah)bizler, ekonomi alanında kilit bir ana tanıklık edeceğiz.