Neler yeni
Kripto Para, Bitcoin, Ethereum, Cardano, Dogecoin, Shiba, Forumları, Yorumları, Teknik Analiz

Satoshiturk ailesine hoş geldin!

Burada, yatırım tavsiyesi vermeyip, hiçbir projeye para karşılığı destek çıkmadan, kripto dünyasının içinden gelen yöneticilerimizle doğru bilgiye ulaşabilirsin.

5 yıldır aksamadan yaptığımız ödemelerle güvenin adresiyiz.

Bizimle keşfet, öğren ve kripto sohbetlerine katıl. Seni aramızda görmekten mutluluk duyarız!

Osmanlı İmparatorluğu'nun Anonim Paraları

Osmanlı'nın özellikle son dönemlerinde, devletin baş etmekte zorlandığı "Güçlü Para" problemine halk, pratik bir yöntem olarak kendi anonim paralarını piyasaya sürmesiyle çözüm buldu. Birtakım kurum ve şirketlerin para yerine geçen "kupon-biletler."

Türk para tarihi hakkında birçok yayın çıkaran Doç. Dr. Ali Akyıldız, kupon biletlerin hangi şartlarda piyasaya çıktığını ve ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendiriyor.

Geçen gün, kripto para üzerine @sahinadm hocamla yaptığımız sohbet esnasında, bu konudan yüzeysel olarak bahsetmiştim. Hocamın merakını çekti konu ve benden daha detaylı bilgi edinmemi rica etti. Ben de O'nu kırmayarak küçük bir araştırma yaptım ve tarihçi bir akademisyenin bu konu hakkındaki çalışmasına ulaştım. En sağlıklı bilgi, akademik bilgidir anlayışını benimsemiş biri olarak güzel bir kaynak bulduğuma inanıyorum.

Konu, özellikle günümüzde anonim olarak kullanımı amaçlanan kripto para birimleriyle bağlantılı. Hatta, kendiliğinden ortaya çıkmış olması açısından da bir hayli ilginç. Tarihte başka örneği var mı bilmiyorum. Tarihte, resmi paralar tedavüldeyken, kendi anonim parasını kullanan ilk millet olma ihtimalimiz var.

Para basmak ve onu sağlıklı bir şekilde tedavül ettirmek, devletin en temel görevlerinden ve hakimiyet alametlerindendir. Osmanlı Devleti'nde ilk madeni para yani 'sikke' Osman Gazi zamanında basıldı, 'kaime' veya 'evrak-ı nakdiye' denilen ilk kağıt para ise 1840 yılında çıkartıldı.

Bu ilk kağıt para emisyonuyla Tanzimat reformlarının, ikincisi emisyonla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın, üçüncüsüyle de Birinci Dünya Savaşı'nın finanse edilmesine çalışıldı. Osmanlı'nın son tertip kağıt paraları devletin yıkılmasından sonra, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nce de 1928 yılına ladar kullanıldı. Genellikle buhran dönemlerinde çıkarılan kağıt para, bir finansman yöntemi olarak görüldü, mali krizlerin atlatılmasından hemen sonra da piyasadan çekilmesine çaba gösterildi. Öte yandan madeni paraya alışkın olan halk ve özellikle aşiretler kağıt parayı alışveriş aracı olarak benimsemediler ve her üç uygulamada da sıkıntılar yaşandı. Sıkıntının bir diğer sebebi, kağıt paranın bozukluğunun olmamasıydı. Bunun sonucu olarak altın, gümüş, metelik, hatta bakır sikkeler piyasadan çekilerek tasarruf aracına dönüştü. Zira, her gün değer kaybeden kağıt para halkın gözünde enflasyonla özdeşleşti. Böylece tasarruf aracı olarak görülen sikkenin piyasadan çekilmesiyle bozuk para sıkıntısına neden olan bu süreç ekonomide 'Gresham Kanunu' olarak bilinen “kötü para iyi parayı kovar” ilkesiyle de örtüştü.

PARA YERİNE BİLET

Devletin zaman zaman bozukluk sikke basarak tedavüle sürmesine rağmen piyasa sözkonusu sikkeleri kısa sürede emdi ve sorun hep varoldu. Ancak günlük hayatın ve alışverişin devam etmesi gerekiyordu. Devletin üstesinden gelemediği bu soruna, piyasa kendi pratik mantığı içersinde inanılmaz bir çözüm üretti: İstanbul Tramvay Şirketi, Şirket-i Hayriyye, İdare-i Mahsusa ve Anadolu Demiryolu gibi şirketler, Arnavutköy Aya İoniu, Üsküdar Surp Garabet, Taksim Aziz Ohan Oskeperan, Ortaköy Surp Astzvazazin Ermeni, Yeniköy gibi Kiliseler, Galata, Ortaköy Semirat Holim, Mayor Hasköy ve Kastorya Havraları ve Şile Balibey, Bandama Haydarçavuş, Yakacık Camiileri gibi dini kurumlar ile fırın, kıraathane, bakkal, eczane, otel, pastane ve manav gibi ticari müesseseler faaliyetlerini sürdürebilmek için küçük değerli kağıt paralar, başka bir ifadeyle 'para-biletler' çıkardılar. Bu uygulama önceleri gayrimüslimlerin yaşadığı bölgelerde ortaya çıktı ve giderek yaygınlaştı. Para-biletler başlangıçta sadece onu çıkaran müessese ile olan ticari ilişkilerde geçerli iken, daha sonra çıkaran kurumun bulunduğu yörede de kullanılmaya başladılar. Piyasa kendi şartlarını artık kendisi oluşturmaktaydı.

Para-biletlerin üzerindeki yazıların dili, bileti çıkaran kurumun niteliği ve kurumun muhatap olduğu halkın etnik yapısına göre değişiklik göstermekteydi. Üzerlerindeki yazılar Türkçe, Rumca, Ermenice, Türkçe-Rumca, Türkçe-Ermenice, Türkçe-Ermenice-Rumca, Türkçe-Fransızca ve Türkçe-İbranice-Fransızca ibarelerden oluşurdu.

KUPONUN SAHTESİ DE VARDI

Para-biletler piyasaya getirdikleri rahatlamadan dolayı başlangıçta halk tarafından iyi karşılandı. Ancak zamanla bazı esnafın bunları kabul etmemesi üzerine kuponlar önemli bir soruna dönüşmeye başladılar. Zira bu durumda halk elindeki bileti onu çıkaran kuruma verip parasını geri istediğinde cevap bazen olumsuz oluyordu. Karşılığını ödeyerek biletleri geri alan büyük kurumlar için büyük bir sorun sözkonusu değildi ama küçük esnafın veya bir kısım kilise ve cemaat okullarının çıkardığı biletlerld ilgili olarak sıkıntılar vardı. Halkı zarara uğratan bazı suiistimaller meydana geliyordu ve işin ilginç olan bir diğer yönü, kalpazanların sözkonusu para-biletlerin bile sahtesini yaparak piyasaya sürmeleriydi.

DEVLET BİLE BAŞ EĞDİ

Soruna çözüm bulamayan hükümet, fiili duruma yani para-bilet uygulamasına göz yummak zorunda kaldı. Öte yandan saray ve Babıali, değişik kurumların bilet basmalarını ve para yerine piyasada tedavül ettirmelerini hükümranlık haklarının ihlali olarak değerlendirmekteydi. Bu bakış açısıyla patrikhanelerle hahamhaneye para-biletleri yasaklamaları için emirler gönderildiyse de bu yasak uygulanamadı, sebep de hükümetin bir alternatif üretememesiydi. Daha da ilginçi, bazı resmi kurumların bile para-bilet çıkartmak zorunda kalmasıydı. Üçüncü kağıt para uygulaması esnasında bazı mahalli yöneticiler işi iyice ileri götürerek yerel kağıt paralar basılmasını teklif ettiler. Bu öneri Maliye Nezareti'nce kesin bir dille reddedilmesine rağmen sorunun devam etmesi İstanbul Şehremaneti ve İzmir Belediyesini para-bilet çıkartma konumuna getirdi. Nitekim İzmir Belediyesi valiliğin izni ile sadece ekmek alışverişinde kullanılmak üzere bir kuruş değerinde para-bilet çıkardı. Aynı uygulama köprü geçişlerinde kullanılmak üzere Şehremaneti'nce de benimsendi. Bunu Manisa ve Aydın Belediyeleri takip etti. Dönemin Dahiliye Nazırı Talat Bey İstanbul Şehreminine yazdığı bir yazıda bu fiili durumu kabul etti ve biletlerin taklit edilemeyecek şekilde basılmasını istedi.

Hükümet bu problemler devam ederken boş durmadı ve bazı tedbirler aldı. Bunlardan ilki ufak değerli madeni para basıp tedavüle sunmaktı. Buhranın büyümesi üzerine Babıali, eskiden tedavülden çekmiş olduğu ayarı bozuk sikkeleri bile piyasaya sürdü. Öte yandan posta pulları ve Hicaz Demiryolu yardım ilmuhaberleri fiyat küpürleri basılarak ve para haline getirilerek tedavüle çıkarıldı ve 'para pul oldu' deyimi bu uygulamadan türedi.

Doç. Dr. Ali Akyıldız
 
Vay be. :) Süpersin hocam. Bu konu çok hoşuma gitti. Emeklerine sağlık.

Bir çeşit ana para ile alternatif paralar arasında sürekli el değiştirmeler olmuş.

Benim aklıma bu gün kahvelerin esnafa para karşılığında verdiği fiş veya küçük yuvarlak plastik pullar geldi. Halen aynı görevi üstleniyorlar.

BTC ve altcoin mantığı ile iyi uyuşuyor bu para-bilet sistemi.

Çok teşekkür ederim.
 
Rica ederim hocam. :) Gerçekten çok ilginç bir konu. Ben ilk okuduğumda çok şaşırmıştım. Tabi o zamanlar kripto paralar henüz ortada yoktu. 2004- 2005 yılları.
 

Cüzdanınız

BNB
0.00000000

Forum istatistikleri

Konular
13,149
Mesajlar
58,948
Kullanıcılar
6,682
Son üye
osmanhazar265
Geri
Üst